Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

19 Aralık 2007 Çarşamba

“…ÇÜNKÜ BAŞKA TÜRKİYE YOK!”



“…ÇÜNKÜ BAŞKA TÜRKİYE YOK!”


Dün 18 Aralık idi.

Laik, üniter, ulusal, çağdaş yapılanmayı bozmak isteyenlerin çarkına çomak sokan Necip Hocamızın şehit edilişinin 5.yılı…

Merhum Hablemitoğlu Atatürk devrimcisiydi.

Hablemitoğlu Fettullah Gülen’in nasıl “küresel” bir yobaz olduğunu, Gülen’in masum görüntüsü altında Emniyet teşkilatına sızmış, yavaş yavaş bütün kurumları ele geçiren, her yeri ağlarıyla ören bir örümcek olduğunu ortaya çıkardı, belgeleriyle tek tek.

Hablemitoğlu yurt içinde etkin olan yabancı vakıf ve derneklerin nasıl sosyal ve politik konulara ele attığını(-ki yasaktır), toplumu nasıl değiştirmeye çalıştığını, siyasi olaylara nasıl yön verdiğini kanıtladı. Açık açık...

Necip Hoca’ya suikast düzenlendiği saatlerde Ankara’nın seçkin, merkezi bir semtinde ve çevresinde tüm GSM operatörlerin baz istasyonlarının aynı anda nasıl devre dışı kaldığını gördük.

Hocamızın kitaplarını yayınlayan muhterem eşi Prof. Şengül Hablemitoğlu’nun tehdit edildiğini gördük.

Bu kadar olayın peşinden İç işleri bakanının(Aksu) “sıradan bir cinayet” tanımlamasını da gördük.

Ne uğruna? Mustafa Kemal devrimleri uğruna!.. Hangi yetkiyle? Atatürk’ün manevi mirasçı olması sebebiyle…

Hocamız son eseri Köstebek’te bakınız bu konuda neler söylemiş: ” ...Almanlardan fethullahçılara, Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ve laik yapısına göz diken tüm unsurlara karşı bunca zahmete ve mihnete değer mi, diyorsanız, Atatürk’ün manevi mirasçısı olarak evet değer, diyorum. Çünkü Türküm ve başka Türkiye yok!..

Yılacak mıyız? Ne münasebet!.. “Sonuç olarak geldiğimiz nokta şu ki, devleti yıkmaya, devleti ülkesi ve ulusuyla parçalamaya, Cumhuriyete kastetmeye, Atatürk ilke ve devrimlerini, laik hukuk sistemini yok etmeye çalışanlar ve tüm bu ihanetleri dış ülkeler adına gerçekleştirenler, devlet gücünü, devleti savunanlara karşı kullanma aşamasındalar...

Bunlara karşı olmak, onaylamamak artık yetmiyor... Her gerçek kamu görevlisinin mağdur olma pahasına, elini taşın altına koyması; devletimizin, tam bağımsızlığımızın geleceği açısından inisiyatif kullanırken canının yanmasını, bedel ödemesini göze alması gerekiyor. Çoğunluk seyrettikçe, mücadele etmek yerine mücadele eder gibi yaptıkça, faraza Fethulllah Gülen’den, Müslüm Gündüz’den, Metin Kaplan’dan daha çok cesur ve namuslu olmadıkça, bilelim daha çok Asteğmen Kubilaylar, Uğur Mumcular, Ahmet Taner Kışlalılar, Bahriye Üçoklar, Muammer Aksoylar, aramızdan yitip gidecekler. Cumhuriyete bağlı olduğunu söyleyen bizler de, utanmadan ve sıkılmadan “devrim şehitlerimizi” sadece ölüm yıldönümlerinde hatırlamaya devam edeceğiz; neye can verdiklerinin nedenini sorgulamadan, hesabını sormadan...”

Bu sözün üzerine konuyu daha fazla uzatmayacağım. Necip Hablemitoğlu’nun yılmadan, yorulmadan taşıdığı Atatürk bayrağını onurlu ve kararlı bir biçimde taşımaya devam etmeliyiz. Onlardan(bölücü-gerici-yiyici üçgeni) daha cesur olarak… Sadece bu günlerde anarak değil…

Hocamızın şehit edilmesinin üzerinden beş yıl geçmiş olmasına rağmen, acımız aynı acı, öfkemiz aynı öfke… Gericilere fırsat vermeyeceğiz, “ÇÜNKÜ BAŞKA TÜRKİYE YOK!”

********

Kurban Bayramınızı kutlar, iyi, güzel ve esen günlere kapı açmasını dilerim.



Emrah ÖZDEMİR

1 yorum:

Gökhan DAĞ dedi ki...

Yazından ötürü seni kutlarım arkadaşım. Değerli Hocamız Hablemitoğlu köstebek adlı kitabında yazdığı Cumhuriyet Şehitleri'nin arasına katılacağını bilerek açıkladı bunları; çünkü biliyordu ki başka Türkiye yoktu.

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog