Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

11 Aralık 2007 Salı

Yeni YÖK Başkanı, Türban Yasağı, Bilimsellik ve Türkiye

Saygın Anayasa Hukuku Profesörü Erdoğan Teziç, YÖK'teki görev süresi dolduğu için yerini Sosyolog Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'a bıraktı. Yeni YÖK Başkanı'nın eşinin başı açık olduğu için tartışma bu seferde Sayın YÖK Başkanı'nın türbanla ilgili konuşmalarına kaydı. Ben kendisinin türbanla ilgili söylediği şeyleri şimdilik arka plana iterek basının karşısına ilk çıktığı andan bahsetmek istiyorum.

Sayın YÖK Başkanı, basına iki temel vizyonu olduğunu söyledi. Bunlar;
  1. Üniversitelerdeki tüm yasakların kalkması
  2. Üniversitelerin asli görevleri olan bilimselliğe yönelmeleri
Türkiye Cumhuriyeti'ni bu iki temel vizyon üzerinden değerlendirecek olursak; Birincisi yasaklar konusudur. Türban konusunda şimdilik konuşmayacağımı söylemiştim; fakat Türkiye'de türban konusunu şimdilik konuşmamak ancak buraya kadar mümkün olabiliyor. Üniversite ve yasak kavramları bir araya geldiğinde hemen türban yasağı aklımıza düşüyor. Demek ki Sayın Özcan, türban yasağına karşı olduğunu ilk fırsatta dile getirmiştir. Kendisi üniversitelerde bu yasağın kalkmasının türbanı azaltacağını söylemektedir; fakat bugünün Türkiye gerçeği, türbanın 4 yıl öncesine göre kullanımının 4 kat arttığını göstermektedir. Hem kural koymaya yetkisi olmayan bir kurum başkanının açık açık türbanın kalkacağını söylemesi de hayret vericidir. Bu konuda şu an söylentiler mevcuttur ve ortada kesin bir şey yoktur. Bir rektör söylediklerini tartmasını bilmelidir.

Başka yasaklara yönelerek bıkkınlık, sıkkınlık getiren türbandan uzaklaşma derdindeyim; fakat bu uzaklaşmanın nereye kadar süreceğini inanın bilmiyorum. Tüm yasaklar demek ne demektir , mesela kopya çekmek, okula silah vb. ile girmekte bir yasaktır ve bunlar da mı kalkacaktır ?

İkincisi, üniversitelerin asli görevi olan bilimselliğe yönelme vizyonudur. Din ve bilim çoğu zaman bir çatışma içinde olduğundan, dini öğeleri üniversitelere sokarak hangi bilime ulaşabileceğimizi zannediyoruz, bunu merak ediyorum. Dini öğelerden kastımsa kesinlikle sadece türban değildir. Türbanlı olup da rejime karşı olan gerici zihniyettir. Gördünüz işte yine o bıkkınlık, sıkkınlık veren konuya girmiş bulundum. Bilimsel olma iddiasında olmak göreve başlandığı ilk anda yasakların kalkacağını söyleyerek mi olmaktadır ?

YÖK Başkanı Sayın Özcan'ın üniversitelerin asli görevini sürdürtme vizyonu bizce doğru bir tespittir; fakat ilginç olan bu tespitin ikinci sırada yer alan bir tespit olmasıdır. Bu durumda da kimse kusura bakmasın; ama zihniyet bellidir.

Türkiye kadrolaşmanın acı yüzüyle karşı karşıyadır. Artık hukukçularımızı da Adalet Bakanlığı mülakatla seçeceğinden, dışlananlara gösterilen yol belli olmuştur. Mesela ben şu anda çok iyi biliyorum ki, idari hakim olmak istesem, gerekli şartları da yerine getirsem, iktidarı eleştirdiğim için bir hukukçu olamayacağım. Ne desem ki sağlık olsun. Teşekkürlerimle, okumadaki saygınız ve ilginiz için.

Gökhan DAĞ

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog