Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

18 Nisan 2008 Cuma

Herkes Sağduyulu OLmalı

Kutlu doğum haftası adı altında Van'a giden Şevket Eygi,

Van da sabah namazına giden Eygi,

Kendisiyle birlikte 7 kişiyle cami girdiklerin de,

Kaldı ki bu camii de Hz. Ömer Camisi yani Van'ın büyük camilerinden biridir.

Vatan gazetesinin haberine göre Eygi diyor ki " Van'da sabah namazı için Hazret-i Ömer Camii'ne girdik. İçeride iki üç kişi var. Bizim kafilemiz yedi kişi. Ezan okundu, sünnetleri kıldık. Son gelenlerle cemaat 14 kişi olmuştu..."

Belki Milli Gazete yazarı bu duruma çok bozulmuş.

O kadar kifayetsiz ve bana göre aşağılayıcı ve sanki Allah veya peygambermiş gibi,

"Onlara "Hani siz bana Van'ın ahalisi dindardır" demiştiniz. 300 bin nüfuslu bir İslâm şehrinin ortasındaki büyük camide sabah namazı sadece 14 kişilik (bu rakamın 7'si biziz) bir cemaatle mi kılınmalıydı?..."

Eygi kalkıp bir ilin bütün insanları neredeyse dinsiz gibi görüyor.

Hani koskocaman dinimiz "bir bez parçasına" indiren zihniyet insanların sabah namazını tabi burada beklide oradaki insanlar sabah namazını kendi evinde kıldığını hiç düşünmeden sabah namazı için cami gelip namaz kılmadıkları için neredeyse dinsiz olarak nitelendiriyor.

Bir de kalkıp sanki peygambermiş gibi "Önümüzdeki birkaç yıl içinde, namaz kılan halkın sayısını, yüzde 10'dan, yüzde 60'a çıkartmalıyız..." çok kifayetsiz bir söz ediyor.

Öncelikle Milli Gazete yazarı Şevket Eygi'ye soruyorum:

Sen kim oluyorsun da hangi yetkiyle insanların dini vazifelerini yerine getirmiyor diye hesap soruyorsun?

Allah mısın yoksa Peygamber mi?

Bizim binlerce yıllık dinimizi nasıl bir bez veya bir namaza indirebiliyorsunuz?

Bizim gibi bu zor şartlarda daha fazla çalışmak da kalan insanlarımızın 5 Vakit namaz kılmayan ama ramazanda orucunu,

Kurban da kurban keserek namaz dışındaki bütün dini hükümlülüklerini yerine getirenleri nasıl sadece namaz kılmadı diye günahkâr ilan eder bir hava giriyorsun?


Son olarak Vatan Gazetesinin resmi internet sitesinde bu haberle ilgili olarak yorum yapan bir okuyucunun sorduğu soruyu bende soruyorum;

"AKP Van'dan 22 Temmuz seçimlerinde %53,6 (161.000) oy almış.

Türban konusunda kendilerine dindar insanlarımızın oy attığını ve bu kesimi temsil ettiklerini söyleyen AKP,

En çok oy aldığı ilde tablo böyleyse o ağızlarına sakız ettikleri %46 neyi ifade ediyor bir düşünsün?"


Gelelim asıl konuya,

Geçtiğimiz günlerde haber ajanslarına düşen bir haber tüy ürperten insanı dehşete düşüren en önemlisi de durumun ne kadar vahim boyutlarına ulaştığını gösterdi.

Haberi okurken içimi çok büyük bir üzüntü kapladı.

İnsanlarımızı önemlisi Atamızın o ünlü efendimiz dediği köylümüzü bu hale düşürmek bana kat ve kat acı verdi.

Konya da Meram Belediyesi'nce alınan Et Balık Kurumu'nun Konya Et Kombinası üretimi durdurunca sığır üreticileri çileden çıktı ve eylem yaptı.

Tepkiyi dile getiriliş şekilli ne kadar da yanlış olsa tepkileri çok haklı...

Hatta bu konuda sadece sığır üreticileri değil halkımız olarak bizde tepki göstermeliyiz...

Karabulut'tun da basın açıklamasında dile getirdiği :
"Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında hayvan kesimi durduruldu. Yeni bir
kombina yapılacağı söyleniyor. Bize yenisi yapılmadan buradaki kesimin
durdurulmayacağı söylenmişti. Sözlerini tutmadılar. Bu kadar üretici
hayvanlarını nerede kestirecek.
Kombinanın tekrar faaliyete geçmesini
istiyoruz."


Daha sonra sığır üreticileri,

Hem bize o kombinanın durulması halinde sıkça kurban bayramın da gördüğümüz görüntülerin tekrar yaşanacağını,

Hem de Osmanlı devletin de üretim yapamayan ama kazancından daha çok vergi alınması yüzünden dağa kaçıp celali olan ve devlete karşı isyan eden celaliler gibi psikolojik çöküntüyle bütün hayvanları kesip kurtulmaya çalışan sığır üreticilerimiz
kombinanın önündeki cadde de 6 büyükbaş hayvanı keser tepki gösterdiler.

Aslında birçok kişinin böyle bir eylem yapılmasını tepki gösterdi ama biraz daha derinlemesine düşündüğümüzde daha büyük bir dram karşımıza çıkıyor.

Köylümüz için tarla, toprak ve hayvanlar geçimi bakımından çok önemlidir.

Ona zarar gelmesi kendi canına zarar gelmesi gibidir.

Tarlasını toprağını hayvanını gözü gibi korur.

Hele ki geçimini sadece büyükbaş hayvancılığa dayandırmış bu insanlarımızın hani bütün sermayelerini böyle yok etmesi,

Onların nasıl büyük bir bulanıma sokulduğu ortadadır.

Son kapatma davasıyla gerilen siyasi gündem için çıkıp "gerilimlerin tarafı değiliz" diyen

Ama son 5 yılda toplumuzun da şiddettin arttığı,

Önce hatırlarsanız geçen yıllar da liselerimiz de hatta ilkokullarımız da gençlerimiz çocuklarımız birbirlerini bıçaklayarak şiddette başvurmuş,

Hatırlarsanız geçen ay gencecik hukuk da okuyan bir genç kızımız Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi annesini öldürmüştü ve sonra ülkemizin birçok yerinden genç kızlarımızın annelerini öldürdükleri haberleri gelmişti.

Geçen gün sığır üreticilerimiz eylem yaparken kendileri için önemli olan hayvanları resmen katlettiler...

Dün gerilimlerin tarafı olmadık diyen başbakan toplumu son 5 yılda neredeyse yüksek gerilim hattına çevirdi.

Siyasi gündemden, geçimden gerilen bu insanlarımız mutlaka bir yerde patlıyorlar ve bu patlamamalar bazen çok aşırıya kaçabiliyor...

Bu durum önümüzdeki günler de daha büyük ve toplumumuza büyük acılar yaşatacak olaylara neden olabilir

Önüzmüdeki günlerin birçok olaya gebe olduğu şu dönemde,

Herkesin daha dikkatli ve daha mantıklı hareket etmeli

Kimse bu toplumu bu kadar germeye bu kadar bulanıma sokmaya da hakkı yoktur.

Herkes bundan sonra atacağı her adımı çok iyi değerlendirmeli

Ağzından çıkacağı her sözü iyi tartmalıdır

Yoksa bu gidiş hiç iyi değil...
Bilgin Türk

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog