Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

26 Mart 2008 Çarşamba

"İslamda Kadının Yeri" üzerine giriştiğim bir tartışma

bir platform da "islamda kadının yeri" konusunda bazı şeyler yazmıştım. bir kullanıcı bana saldırı niteliği taşıyan bir kaç mesaj atmış, bende kendisine bazı cevaplar verdim. buraya taşımamın amacı verdiğim cevabın "politika dergisi"nin ulaştığı kitle içinde bir şeyler anlatabilecek olmasıdır.

(yazdığım platformda büyük harf kullanımı yasak olduğu için tüm yazı küçük harfle yazılmıştır. bir yazım hatası olmadığını okurlarımızın affına sığınarak belirtmek isterim.)


"amerikayada gittim avrupada bir çok ülkeyede gittim çok gezdim çok da okudum sen hiç merak etme, adını yazdığın ülkeleri çok iyi bilirim şüphesiz...

ya ego sorunu çeken üniversite professorlerimizden birisin yada ilk gençliğinde ailen-çevren tarafından çok ezilmişsin. klavye başında gözle görülür bir tatmin sorunu yaşıyorsun çok açık. önyargılı olduğumdan bahsetmişsin, kaldıki benim bu yönde yorumlanabilecek bir cümlem bile olmadı, ancak görünen o ki önyargı sorunu çeken sensin. kendini benden üstün görüyorsun, daha bilgili daha aydın olduğunu düşünüyorsun. beni iki üç kalitesiz cümleyle ezebileceğini felan düşünmüşsün komik. senin egonla senin id in arasında kalmış bir mücadele bir şey diyemem...
ben senin kadına bakışını bilemem pek tabi haklısın. orasıda yine egonla idin arasına yaşanan sapıkça bir mücadele...

hangi görüşü savunduğunda zerre kadar ilgimi çekmiyor. zira ben insanlarla konuşurken, aha bu fetocudur, aha bu solcudur, aha bu sağcıdır diye iletişim kurmam. iletişim kurmada saçma bir yoldur. benim için bütün insanlar aynıdır. tek bir doğru vardır, insanlar o doğruyu kendi çıkarları lehinde yorumlarlar bütün olan budur. benim yapmak istediğim ise o veya bu şekilde "önceden yönlendirilmiş" insanları bir an olsun düşünmeye-sorgulamaya sevk etmektir...

amerika, fransa, ingiltere hatta listeyi uzatalım, isviçre, almanya, japonya, avusturya vs. bu ülkelerin sömürgeci olması yada olmaması "islamın kadını yok saydığı gerçeği"ni bence değiştirmez. onların sömürgeci olması gene onların kendi insanlarına verdikleri değeride değiştirmez. onların sömürgeci olması kadınlara yönelik olan recm cezasının "insani" bir ceza yapmaz.

komunizm ile islamın sadece ekonomik ilişkilerde ve çok az bir kısmının örtüşüyor olması islamda kadının adının olmadığı gerçeğini değiştirmez. öte taraftan hatırlatmakta fayda var "din afyondur" diyen zat-ı muhterem komunizmin teorisyenidir biliyorsun. ama sen din afyondur diyemiyorsan zaten bu sözün senin fikir dünyanda bir imgelem yaratmayacağı açıktır. bu yönde bir şeyler çağrıştırmasınıda bekleyemem çünkü sen islamda kadının yeri olduğunu var sayıp islam dinini savunuyorsun... bende sana inatla söylüyorum din afyondur. islamda, hristiyanlıkta, diğerleride... devlet-toplum ilişkilerini yönlendirmekten başka hiç bir işe yaramaz. bu bağlamda düşün bakalım erkek egemen bir dünyada "kadın" neden toplum yaşamının içine alınsın ki? madem kutsal olanı biz yazıyoruz, (biz = erkekler) neden kadınlara yer verelim ki, sosyal yaşamdan neden pay verelim ki...

dinler biraz da insanlara bireysel düzeyde iç huzur verir. fazlası, ahirete bağlılığı, ahiret için bu dünyanın yadsınmasını benimseyen bir inanca kadar götürür. islamın bugün bir cahiliye sorunu çekmesinin nedeni budur. oysaki hz muhammeddin "çalışmak" adına söylediği sözler çok açıktır. keşke islam dünyası peygamberin "iş yaşamı" konusundaki söylemlerini daha ciddiye alsaydı. belki bugün amerikanın değilde ön asya ülkelerinin ekonomik,güç olmalarından bahsederdik...

diğer taraftan komunizm sadece yaradanı yoksaymaz. devrim sonrası devletsiz bir yaşamıda savunur. anarşist bir yanıda vardır. komunizm de zina diye bir şuç yoktur. komunizmde hırsızlık yapanın eli kesilmez. komunizmde kadınlar üretim sürecinin (iş hayatının) dışına itilmez. kadınlar komunist manifesto bile yazarlar hatta marxizmin eleştirisini bile yapabilirler. islamda var mı böyle bir şey çok merak ettim gerçekten (!)

kemalist olarak herkes kendini nitelendirebilir. oy alma pahasına rte bile kendini kemalist ilan edebilir. ancak kemalist olarak yaşamak çok zordur. yaşamdaki her anında kemalist ilkelerle yaşamak güçtür. bu şekilde bir yaşamı mustafa kemal atatürkte istemezdi. atatürkün istediği kemalizm ışında aydınlanan ve yol alan bir toplum yaratmaktı. kemalizm her derde deva olmayabilir. ancak kemalist bir perspektif vardır ve atatürk senden sadece bu perspektiften bakmanı ister, daha fazlasını değil...

fikirlerine önem verdiğin insanlara için de bir şey diyemem. bu öznel bir şeydir. senin için önemli olan benim için önemli olmaz. ama fikir almak fikir vermek zor şeydir eğer doğruya ulaşmak istiyorsan. fikir veren "bilgi"yi önce kendi süzgecinden geçirir ve anladığı kadarını aktarır, fikri alanda "kendisine aktarılan kadarını" alır ve kendi süzgecinden geçirir ve algılaya bildiği kadarını içselleştirir...

objektif olmamı istemişsin bu konularda. sana nasıl objektif olabileceğin hakkında bir kaç bilgi vereceğim. sadece burda değil bütün hayatında bu kuralları uygula bence, zor ve ayıp şeyler değil birazdan söyleyeceklerim... objektif olmak için önce karşındakine değer vermen gerekir. karşındakinin de insani değer yarıglarına sahip olduğunu bilmelisin. karşındakinin sözlerine açık olmalısın ki onu dinleyebilesin. onu dinleyesin ki ne demek istediği anlayabilesin. onu anlaki onun sorularına - korkularına - isteklerine vs. doğru düzgün cevap verebil.

objektif olmanın bir diğer şartı da olaylara çok yönlü bakabilmekten geçer. ben senin açındanda bakıyorum olaya. her ne kadar geçmişine vakıf olmasamda büyük ihtimalle "kuran-din-peygamber" sorgulanamaz şeklinde bir şeyler aşılanmıştır sana. ama birazcık zorla kendini, günahın benim boynuma olsun. kuran günümüze kadar hiç mi değişmemiştir? böyle bir şey mümkünmü sence? kuran sonradan yazılıyor. hz. muhammed öldükten sonra yanılıyor muyum? yayın evinde de basılmıyor. kul yazıyor... kul yazarken hata yapamaz mı hiç?

yada başka şeyler sorgulayalım, ibadet dili diye bir şey var mıdır? ibadet ettiğin tek ise, ve o kimsenin hayal edemeyeceği kadar bilgili ise, türkçe olmuş - arapça olmuş fark eder mi ? azıcık bilinçlene bilse şu müslüman dünyası, körü körüne inanmasa bazı şeylere çok daha farklı olurduk...

şu ana kadar konuştuklarımızın bana bir faydası olmadı, olmuyor doğrudur. çünkü benim açımdan yeni bir bilgi girişi yaşanmadı. belki 1-2 dakikalığınada olsa seni bir şeylere düşünmeye itebilmişimdir. "

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog