Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

7 Mart 2008 Cuma

Uzaktaki Dosta Mektup

Sevgili dostum:
Bu ülkenin hangi anaların dinmek bilmeyen gözyaşlarıyla,hangi elleri,saçları kınalı daha gün yüzü görmemiş evlatların kanlarıyla,hangi yırtık botla ya da çıplak ayakla,hangi kağnının önünde,hangi cephenin gerisinde ne zorluklara rağmen düşmandan arındırılıp kurulduğunu unuttular.

Ülkeyi sahiplenenlere artık "demokrasi" ve "laiklik" çığırtkanları diyorlar.Halkı kandırıp fakirin önünden yemeğini,insanların içinden ümitlerini alıyorlar.

Demokrasiden,ülke sevgisinden nasibini almamış insanlar nasibini alamadıkları yolla"demokratik seçimlerle" başa geldiler.

Yıldırılmaya, pasifize edilmeye, kitaplardan uzak tutulmaya çalışıldık. Bize düşüncelerimizi söylemekten korkmamız gerektiği öğretilmeye çalışıldı. Her düşüncede bir düşünen adam kaybettik.

Bugün çok dertliyim. İsyan duygularımın kabarıp kabarıp avazım çıktığı kadar haykırdığım günlerdeyim. Atam ne güzel söylemiş; "Aziz milletime tavsiyem bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an bile geri kalmasın."

Bu düşünceye aykırı davrananlar çıktı aramızdan. Gerçekleri göremediler, gösteremedik ya da başa getirdikleri insanlar gibi kansızlardı zaten.

Bu mektupta sana şikayet listesi hazırladım. Sen onları nereye ulaştıracağını, bu dünyada olmazsa nerede hesap vereceklerini iyi bildiğinden artık bu işi sana bırakıyorum.

Şikayet listemin başında demokrasi tanımaz hukuka karşı bir parti var. Anayasaya, alınmış olan mahkeme kararlarına rağmen hatta hatırlarsın son çare olarak gidilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen hak ve hürriyet adı altında üniversitelere türbanı sokmaya çalışıyorlar. Türbana özgürlük diyen bu zihniyet ülkedeki diğer bütün özgürlük kısıtlamalarına seyirci kalmıştır. Laikliği çiğneyerek Anayasayı babalarının çiftliğine dönüştürdüler. Üniversitedeki gençleri bölmeye türbanı bahane ederek ekonomideki kötü gidişi örtbas etmeye yemin etmişler sanki. Ülkenin içini boşalttılar. Artık hiçbir şey bizim değil. Her şeyi sattılar. Devletin tepesinden dibine kadar her kadroya kendilerinden olanları getirdiler. Bu ülkede gündüzler çuvala girmişçesine meclis gece çalışmaya ve herkes uyurken kararlar almaya başladı. İnsanların inançlarına, ahlaklarına, analarına saldırdılar. Göz göre göre ülkeyi sattılar. Bu partinin başındaki adamın ismini ve yamaklarını sana bir bir söylemiştim. Tekrar ettirme bana lütfen.

Ben şimdi sana aynı sığ düşüncelerle bezenmiş bir cümlenin sahibinden yani Başbakanlık danışmanı denilen Cüneyd Zapsu'dan bahsetmek istiyorum.

Bu adam "Türbanını çıkar demek, sokaktaki bir kadına donunu çıkar demektir" diyerek nasıl bir zihniyeti taşıdığını ortaya çıkarıyor. Mantıktan uzak sığında ötesinde kalmış bu düşüncenin sahibi bütün kadınlara ayırt etmeksizin hakaret ettiğinin bile farkına varamayacak kadar alçalmış bir adamdır. Hizmetini yaptığı adam için Amerikalılara "bu adamı kullanın" demeyi marifet saymış sadece cisimden ibaret bir adam saymama rağmen her defasında sinirlerimi oldukça bozuyor.

Bu gibi adamlar bu benzetmeyle bastırılmış cinselliklerini gözler önüne sermek dışında kadına nasıl baktıklarını bundan daha başka hangi yolla bu kadar açık ifade edebilirlerdi?

Bir de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül var. Unutsaydım kahrolurdum. Bu adam türban yasasını hangi gün onayladı biliyor musun?

Sen gittiği günden beri belki de değişmeyen tek şeyi bitirmek için PKK'yı yani bu terör örgütüne ağır saldırılar yapmak için askerlerimizin Kuzey Irak'a girdiği günü seçti. Bu adam da aynı zihniyetin parçasıdır. Sanki demek içimden gelmiyor hiç. Tam bu günü beklediğine bu acizliğe düştüğüne artık çok eminim.

Neresinden tutsan isyan neresinden baksan yine isyan. Biliyorum her şey düzelecek ve ben sana güzel günlerden bahsedeceğim artık.

Onlar ben ve benim gibilerin hayatlarını adayacak kadar benimsedikleri şu düşünceyi gözden kaçırıyorlar. Ama bir gün ama bir gün...

Haydi dostum beraber söyleyelim.

"YAŞASIN TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE"

Burak Sırataş

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog