Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

30 Ocak 2008 Çarşamba

İhsas-ı Rey'in Organlara Dağılışı ve Sonuçlar

İhsas-ı rey bu zamanların moda kavramı olmakla beraber en genel anlamda oyunu önceden belli etme anlamına gelir. Gizli oy ilkesiyle çelişik görünen bu kavram aslında sanıldığı kadar gizli oy ilkesiyle çelişik değildir; çünkü gizli oy ilkesi demokrasiler içinde var olabiliyorsa, fikrini açıkça savunmakta demokrasilerde var olduğundan, aslında çelişiklik bir bakıma anlamını yitirmiş olur. Kısacası gizli oy ilkesinin var olduğu (ki olmak zorundadır) bir demokraside, demokrasinin doğası gereği ihsas-ı rey yok sayılamaz.

Göründüğü üzere ihsas-ı rey taraf olmak anlaşılmaktadır. Türban konusundaki yaşanan tartışmalar sonrası hatırlayacağınız üzere, yargı organı (kuvveti) türbana karşı olduğunu açıklamış ve Sayın Başbakanımızca ihsas-ı reyle suçlanmıştı. Başbakan ihsas-ı reyi yargı organına yakıştıramamıştı. Kısacası Başbakanca yargı, görevinden sapan bir organdı ve amacı öz amaçlarıyla tutarsızdı.

Sözlerimizi dikkatli seçerek Başbakanımızın yaşanan olayı nasıl saptırdığını göstermeye çalışalım; çünkü bir anlam bulanıklığı yazımızı haksız kılabilir. İşte Başbakanımız da kendince bir anlam bulanıklığı yaratarak kendisini ve türbanı masum göstermeye çalışmıştır. Kuvvetler ayrılığı ilkesini burada oturup açıklayamayacağımdan size sadece şunu söylemek istiyorum: Kuvvetler ayrılığı olan bir rejimde kuvvetlerin kendilerini ifade etmelerinden daha doğal bir şey olamaz. Ayrı kuvvetlerin İhsas-ı rey davranışındaki taraflılığı sadece ülke çıkarları adına olabilir.

Yürütme organının ikili yapısından biri olan Bakanlar Kurulu, nasıl ki, türban konusunda taraf olabiliyorsa (ki bunun ülke çıkarlarıyla bağdaşan tarafını ben kendimce bağdaştıramıyorum), yargı da türban konusunda, türban taraftarı olmayabilir. Başbakan ve dolayısıyla güdümündeki (!) Bakanlar Kurulu türbanı ülke çıkarlarıyla özdeşleştirdiği için, bu özdeşleştirmeyi benimsemeyen kurumları ihsas-ı reyle şuçlamışlardır.

Yargı ülke çıkarlarını hukuka bağlılıkta görür ve bu görüş yargının en doğal görüşüdür. Ortada türban konusunda alınmış olumsuz bir karar varsa ve bu kararı da belirli yargı organları vermişse, diğer yargı organlarının ve o kararı veren yargı organının, söz konusu karardan taraf olmasından daha doğal bir şey olamaz. Evet bunun adı ihsas-ı reydir ve bu ihsas-ı reyi çok olumsuz bir şeymiş gibi herkes haddini bilecek diyerek açıklamalarda bulunmak cahil kandırmaktan farksızdır. Bu yargıyı hedef göstermekten başka bir şey değildir.

Başbakanın yapmış olduğu bu davranış sorgulanmalıdır. Bu ülkede herkesin gücü yettiğine konuşmasından doğabilecek kaos ortamının sorumlusu kimdir?

Gelelim kritik sorulara, türban serbestisinden taraf olduğunu binlerce kez açıklayan, hatta eşini türban serbestisi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yönlendiren bir Cumhurbaşkanı acaba ihsas-ı rey(in Kralını) yapmış mıdır, yapmışsa Başbakan kendinden taraf olduğu için mi Cumhurbaşkanını ihsas-ı rey yaptı diye suçlamamaktadır?

Kuvvetler Ayrılığı İlkesi, kuvvetlerin birbirlerinden üstün olmadığı kriterine de dayanıyorsa, Başbakan'ın yargı görüşünü açıkladığı diye onu tehdit eder gibi "haddini bil" demesi, ne kadar demokratiktir?

Demokrasi sadece türban değildir ve bu demokrasi sadece türbanlılara özgü de değildir. Türban uğruna demokrasinin kurumlarına bu şekilde davranmak demokrasiyi sadece baskıcı bir rejime dönüştürür ve bu inanın bana türbanlı olanların bile zararınadır.

Teşekkürlerimi sunar bu hükümetten taraf olmadığımı belirtirim, işte ihsas-ı rey budur ve emin olun ki ülke çıkarlarınadır.

Gökhan DAĞ

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog