Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

29 Ocak 2008 Salı

Türban Neyin Simgesidir?

Türban…

80’li yıllardan beri Türkiye’nin baş belası…

Reel siyaset yapılmayışının büyük sorumlusu…

Türban siyasi simge midir?

Türban sadece “elit”lerin göz zevkine hitap etmediği için mi yasak?

Türban dinî gereklilik midir?

Türban dinî simge midir?

Türban geleneğimiz midir?

Öncelikle siyasi simge tartışmalarına değinelim. Türban bir bakıma siyasi simgeyse de, kanaatime göre siyasi simgeden öte bir simgedir.

Türban, sabah programlarında gördüğümüz sadaka kültürünün simgesidir.

Türban dik duramayan, kentte yaşayan ama hala erkek hegemonyasından kurtulamayacak olan kadının simgesidir. Bunu nerden mi çıkardım? Türbanın erkek bencilliği yüzünden takılmadığı konusunda beni ikna edin, bu savımı geri alayım. Erkeklerinin çağdaş tüm kıyafetleri giydiği, hatta vücudu saran kıyafetleri bile giydiği bir ortamda söz konusu erkeğin eşinin türbanla dış tehlikelere(diğer erkekler) karşı zırhlanması neyin simgesidir, Allah aşkına?

Büyük Atatürk’ün birçok Batı Avrupa ülkesinden önce, kadınlara seçme-seçilme gibi birçok hakkı vermesine yüz çevirmektedir, türban.

Türban Cumhuriyet okullarından değil, Fethullah okullarından mezun olmanın simgesidir.

Türban bir özgürlük mücadelesi değil, tam tersine özgürlükle mücadeledir. Sayın Erdoğan ve ekibi özgürlük meselesi gibi anlatsa da, kendileriyle göbek bağı olduğu açıktan belli olan bir cemaatin evlerine çocukları hapsedip onlara kendi statülerini koruyacak ve yükseltecek şeyleri enjekte etmeleri mi özgürlük? Özgürlüğü, özgürlüğü bilenlerle ve yaşayanlarla konuşmak gerekir. Eşinin saçından diğer erkeklerin tahrik olacağını düşünenlerle değil…

Türban siyasi simge olmuş, olmamış bunlar öncelik değil. Bir bıyık da, saç da bu kapsama alınabilir ve tektip insan yaratmaya doğru yol alabilir ,bu süreç. Esas olan, özgürlüğe halel getirecek, insanların namusunu bir bez ile ölçecek olan bir hareketin başarılı olma ihtimalidir. Eğer bu olursa, görün siz şamatayı...

Türban dinsel bir zorunluluk mudur tartışması, yıllardan beri İslam dünyasında tartışılan bir konudur. Zorunluluğu konusunda netlik olmayan bir aksesuar hakkında dinsel gereklilik diye yaygara koparmak akıl işi midir? Her ne kadar fetvayı sen mi vereceksin diyecek olsanız da, İslam’da böyle bir yetkinin olmadığını belirtmek isterim. Ne benim, Ne Gülen’in, Ne Ustaosmanoğlu’nun… Çünkü İslam, “oku” diyerek insanlara iletilmeye başlanan bir dindir ve ana kitap haricinde hiçbirini kaale alma gibi bir zorunluluk yoktur. Neyse bu tartışmayı buradan yapacak değiliz. Ancak her ne olursa olsun yurttaşlarımızın din adına kimseye “rabt” olmamalarını istiyorum. Çünkü bu ne insan haklarıyla, ne demokrasiyle, ne de İslam’la bağdaşır.

Türban gelenek midir, değil midir konusu uzunca zamandır gündemi meşgul etmekte… Sayın Livaneli’nin Vatan’da çıkan yazısından bir kesit ile bu konuyu açmak istiyorum: “Elektro saz, Âşık Veysel’in sazına ne kadar benziyorsa, bu hareket de köye o kadar benzer.”

Zülfü Livaneli bence bu konudaki en güzel saptamalardan birisini yapmıştır. Evet, başını örten analarımız, ninelerimiz vardı. Ancak bunun türbanla yakından-uzaktan bir ilgisi yoktur. Başörtüsü, köylerde takılması gelenek olan bir takı idi. Evet, anneannem takıyordu ama Alevi arkadaşların anneanneleri de takıyordu. Ve onlar türbana girmedi.

Türban derken, tarikat sorununu da eğilmek lazım... Bu da bu yazıyı kitaba doğru götürür. Parça parça sizle paylaşmaya çalışacağız naçizane fikirlerimizi.

Zülfü Livaneli’nin yazısından esinlenerek bu konuya da noktayı koyuyorum:

“Ankaralı Namık ne kadar ozansa, türban da o kadar gelenektir.”

Bu arada, bu ekonomik kriz nereye gidiyor? Türban yine bazı şeyleri gizlemek için mi ortaya atıldı? Yoksa ben de bu oyunun bir çarkı mı oldum?


Emrah ÖZDEMİR

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog