Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

11 Ocak 2008 Cuma

Merkez Bankası Olayına Alternatif Bir Bakış





Merkez Bankası, Ziraat Bankası, Halk Bankası İstanbul’a taşınıyor. Kimseye de danışılmayacakmış. Sayın Başbakan öyle söylüyor. Bay Erdoğan kime danışacaksınız ki zaten… Kim umurunuzda ki? Güçler ayrılığı mı kaldı Türkiye’de? Cumhurbaşkanı sizin… Hükümet sizin… YÖK sizin… Bağımsız mahkemelere dahi el attınız. Güçler ayrılığındaki çarpıklıkları ileriye bırakıp, Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınması olayını irdeleyelim.

Anayasal ve tarihsel tartışılmaz bir gerçeğimiz var: Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’dır. Başkent ne demek? Politikanın, ekonominin, eğitimin her şeyin başkenti demektir. Ülkeyi yönlendiren yer demektir. Peki, AKP zihniyeti ne yapıyor? Başkent olmanın içini boşaltıp, sadece isimde başkent olarak Ankara’yı bırakıyor.

Yıllar önce bir AKP’li yetkili, Ankara’nın zulmünden bahsediyordu. Cumhuriyetten alınması gereken intikamı üstü kapalı anlatıyordu. Ben daha açık bir ifadeyle anlatayım. Türkiye’de temel olarak iki mentalite vardır: birincisi İstiklal mantığından uzak olanların, bağımsızlığın anlamını kavrayamamışların, emperyalizm ile ortaklıkları ve göbek bağı bulunanların mentalitesi… Bunlar liberal elitler olarak bilinen kesimi oluşturur. Ekonomik güce sahip, küresel sermayenin Türkiye şubesi görevini yürüten kesimdir. İkinci kesim ise, ulusal bağımsızlığı savunan, açlıkta-sefalette ülkesini yabancı ellere mahkûm etmeyen idealistlerin bulunduğu kesimdir. Birincisi Osmanlıcı, diğeri Türkiyeci… Birisi işbirlikçi, diğeri bağımsızlıkçı… Bütün olanlara bu açıdan da bakabilirsek, olayları biraz daha net görebiliriz.

İstiklal Harbi ve devrim sürecinin iki temel taşı vardır. Dışarıda antiemperyalizm ve bağımsızlıkçılık… İçeride ise modern, laik, demokratik, aydın cumhuriyet… Bazı özgün uygulamalar olsa da Mustafa Kemal’in genel olarak Fransız İhtilalinden esinlendiğini söyleyebiliriz. Zaten Atatürk bunu bizzat söylüyor. Ancak salt bir biriçimde burjuva devrimi yapmadı. Yapmış olsaydı, bu mantıkla zenginlerin merkezi İstanbul’un başkent yapılması gerekirdi. Ezberci klasik çizgiden ziyade, koşulların özgün ortamını yadsımayan ileri görüşlü ve rasyonel önderimiz konjonktürün diğer yüzünü daha fazla önemsemiştir. Ankara kurtuluşun, bağımsızlığın başkentiydi. Türkiye Cumhuriyeti de esas olarak bu temellere dayanmaktaydı. Komprador burjuvanın peşinden gitmek yerine, bağımsızlığın simgesi, Türkiye’nin kalbi Ankara başkent yapıldı. İşte tam şimdi, i’lerin noktalarını koyma zamanıdır. Bağımsızlıktan bihaber bu zihniyet, Ankara’nın sembolik önemini bilmeyen -daha da kötüsü- bilip de düşmanlık eden bu kesim hala bu düştedir. Sürdürdükleri politikaların, istikalden yana mı, emperyalizmden yana mı olduğunu düşünün. Atatürk'ün gösterdiği ulusal çizgide mi, yoksa küresel oligarşiden yana mı olduğunu düşünün. Ve son kararı siz verin!

Merkez Bankası’nın İstanbul’a taşınmasını da bir kez de böyle değerlendirmekte fayda görüyorum.
Emrah ÖZDEMİR

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog