Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

3 Ocak 2008 Perşembe

Yazdan Kalma...Koku..

Banyo yapti.. temizlendigini iyice hissetmek hosuna gitti..ama sanki o sabah isyerinde duydugu koku duruyordu havada bir yerlerde..

kapıyı acti.. ruzgar esiyordu kapi carptı..temiz havayı çekti içine ..

unuttu kokuyu başka şeyler düşünmeye daldı..

aşağı indi alt kat lavabosunun kapısını açınca aynı koku suratına çarptı..annesinin evden çıkarken söylediklerini hatırladı..o da ishal olmuştu..şehirde herkes sırayla ishal oluyordu o meşhur su kesintilerinden sonra.. sular kirlenmişti.. hava da.. insanlar da kirlenmişlerdi artık.. ne kadar yalnız ve mutlu olduğunu düşündü.. onu acıtacak kimse kalmamıştı hayatında ve çok mutluydu..

hava demişken.. bu koku neyin kokusuydu acaba.. temizlik hastası olan annesi (okuyucuyu aydınlatıcı ufak not: ki kendisi de temizlik takıntısını annesinden almıştır..annesini çocukken hatırladığı hemen her durumda ya cam siliyor ya yemek yapıyor ya da ev temizliyor olurdu.. ) bile bu kokuyu duyamıyorsa belki de o yanlış duyuyordu..

belki biraz fazla abartıyordu canım.. yok yok havada bir koku var..

kokuşmuşluk kokusu mu desem? geri kalmışlık ,cahillik kokusu mu desem? çürümüşlük, ölmüşlük kokusu mu desem.. bir koku var ortada..ama ne?

kafasini dagitmak icin bilgisayari acti rastgele gelen maillere bakmaya basladi.. bir yazi gordu..

"Irak'ta çok sayıda kadın bir yandan şiddet, diğer yandan ekonomikzorluklar sebebiyle fahişeliğe zorlanıyor.Süha ve Kerime adındaki Iraklı iki kadın, geçimlerini sağlamak içinyaptıkları fahişelikten günde 8 dolar kazanıyor.

Eşi işsiz olan Süha, "Herkes kötü yola düştüğümüzü söylüyor, amakimse neden buna mecbur kaldığımızı sormuyor" diyor. Süha'nın eşi ise aslında fahişelik yapan karısının evlere temizliğe gittiğini sanıyor.Süha, "Eğer çocuklarımı doktora götürecek kadar param yoksa, onları korumak için ne gerekiyorsa yaparım, çünkü ben bir anneyim. Başka ne olduğumun ya da ne kadar yoldan çıktığımın bir önemi yok, ben bir anneyim!" diye konuşuyor.

Kerime ise eşinin 9 ay önce kanserden ölmesinin ardından beş çocuğunun bakımı için bu işe başladığını söylüyor.Kerime, "Eğer bunu yaparsam onların karnını doyurabilirim. Herşey çocuklarım için. Onlar hayatımdaki tek güzellik. Onlar olmadan yaşayamam" diyor.
Kerime daha önce temizlikçi olarak çalışırken, gittiği bir yerde tecavüze uğradığını ve sonrasında fahişeliğe zorlandığını belirtiyor.

"İntihar eden kadınlar var"

Irak Kadın Hakları Derneği Yöneticisi Yanar Muhammed, Irak'ta geçimini bu şekilde sağlamak zorunda kalan pek çok kadın olduğunu dile getiriyor."

midesi kalktı..

kalkan midesiyle birlikte kalktı bilgisayar başından, su içmeye gitti..

dini düşündü... dindarlığı düşündü.. Allahı düşündü.. kendi küçücük basit hayatı günümüz din kültürünün kabul etmeyeceği şeylerle doluydu.. dövmesi vardı..saçlarını örtme gereği duymuyordu.. erkeklerin ellerini sıkmaktan korkmuyordu.. ama cehennemde yanacaktı.. modern çağ din tüccarlarının cehenneminde..
Altlarından ırmaklar akan cenneti görme ihtimali var mıydı bilmiyordu..
Bu dünyada bile suları kuruttular açgözlülükleri yüzünden acaba cenneti şöyle dörtbaşı mamur cancanlı ve gözalıcı parlak türbanlarıyla doldurup, sonra orayı da böyle kokutsalar ne olur diye düşünüp güldü kendi kendine..

dolabı açtı..

suya uzandı..

yine koku..

dolapta bile o koku..

o da alışamayacak mıydı acaba diğerleri gibi bu koku'ya..

binlerce insanın kanını, namusunu, topraklarını işgal etme kokusu gibiydi sanki bu koku.. açgözlülüğün başkasını düşünmemenin kokusu gibiydi.. umursamazlığın,yüzsüzlüğün kokusu gibi..aklına bazılarının günde beş vakit abdest alıp nasıl hala leş gibi ter koktuklarına akıl sır erdiremediği fikri geldi..

kokular karıştı.. ter kokusu, kan kokusu, pislik kokusu, çöp kokusu.. hepsini birbirine katıp karıştırdı beyni birdenbire..

kendini kokladı gayri ihtiyari.. portakallı duş jeli kokuyordu..ama nasıl oluyor da bu koku kendi kokusundan bile daha hissedilir olmuştu son günlerde..

kadınları düşündü.. ıraklı kadınları..
çocuklarını duvara çevirip tanımadığı adamlarla üç beş dolar için bir arada olan kadınları..
acaba canları etlerinden daha çok yanmıyormuydu?
onlar da aynı kokuyu duyuyor muydu acaba?

balkona çıktı tekrar..

kokuyu duymadığı tek yere..

bir cüara yaktı..ayaklarını uzattı..aşkını düşündü.. gözlerini..ellerini..ona olan sevgisini..Allahtan o ve ailesi hep vardı..Hep olacaktı..Kıyametin koptuğunu görecek olsa bile en azından onlar yanında olacaklar,birbirlerine birşey olmasına engel olmaya çalışacaklardı.. Gerçekten o bilinç denizinin en derin yerlerinde bile güvenebileceğin bir tek kişi varsa, seni anlayan, sahip çıkan,destek olan bir tek kişi her şey daha dayanılabilir oluyordu..

Dişlerini fırçalayıp yattı.

Rüyasında devamlı gördüğü o yere gitmişti.. Tatil yeriydi bunu biliyordu..Yan yana odaları olan kamp gibi bi yerdi ama farklı farklı gecelerde devamlı aynı yere gittiği için orası olduğunu biliyor ama oraya gittiğinde hiçbirşeyi kontrol edemiyordu..

Birden herşey karıştı başka bir kült rüya senaryosu devreye girmişti.
"Kıyamet kopuyor kaçıp saklanmamız lazım" Birden herşey karıştı iğrençleşti..rüzgarlar fırtınaya dönüştü.. bombalar.. yollardaki zombiler hepsi tam takım bitiverdiler orda..

Sıçrayarak uyandı.. Havayı kokladı.. Sadece terlemişti.. saç diplerine sırtına kadar terlemişti.. Ama uyku terlemesinin yumuşak bebek pudrası tadında kokusuydu..
Tekrar su içip yattı..Sevgilisinin kokusunu düşleyerek.. Uyandığında o kokuyu bir daha hiç duymayacak olmayı umarak..
Ama koku hep bir yerlerde olacaktı..Şimdilik gitmiş olabilirdi ama..bir yerlerde bir gün muhakkak karşılaşacaklardı yeniden..

Özgür Pınar Işık

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog