Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

26 Şubat 2008 Salı

"Nankörler Partisi" Kime Karşı? ! (Vicadani Retçiler, Barış Platformu ve Yeni Kıbrıs Partisi) Bölüm 1

Yerel gazetelerimizden biri olan Ortam gazetesinde 2007 Aralık ayının sonlarında “Vicdani Ret İnisiyatifi” adlı bir grup kurulduğu haberi çıktı. 2008 yılına girildiğinde anılan oluşumun Öğretmenler Lokali’nde(KTOEÖS-12.01.08) bir toplantı gerçekleştirdikleri basında yer aldı. Yine ayni dönemlerde daha farklı bir oluşum diye tanımlanan “Barış Platformu” kurulduğu haberi de duyuruldu. Acaba bu iki oluşum esasen neleri hedeflemekteydi? Kime karşı kurulmuşlardı?Yeni Kıbrıs Partisi’nin bu oluşumlardaki bağlantısı neydi? Neden 2008 sürecinde harekete geçmişlerdi?

“Savaşa, saldırılara ve militarizme karşı örgütlen” çağrısı ile vicdan kelimesi eş tutularak bir kampanya başlatan “Vicdani Retçi İnisiyatifi”nin öncülüğünü Yeni Kıbrıs Partisi çekmektedir. Peki vicdani retçilik masalı nedir? Birçok kaynak Vicdani Ret olayını şu şekilde açıklamaktadır; Bir kişinin askerlik hizmetini, vicdani, dini ve felsefi nedenlerle reddetmesine, 'vicdani ret' denir! Bu sözlerden de açıkça anlaşılacağı üzere, anılan oluşum adadaki Türk askerine karşı öne sürülen projeler kapsamında oluşturulan hareketi temsil etmektedir. Nitekim, Vicdani Ret İnisiyatifi ile ön saflara çıkan YKP’lilerin “askersiz Lefkoşa” yönündeki talepleri ile Güney’deki Rum yönetiminin talepleri arasında hiçbir fark olmadığı da bariz bir şekilde gün ışığına bir kez daha çıkmaktadır. Zira güneydeki tüm siyasi parti, örgüt, kurumların bir ağızdan konuştuğu “adanın kuzeyinin Türk askeri tarafından işgal edildiği” şeklindeki propagandası gerek adadaki Türk askeri gerekse Anavatan Türkiye Cumhuriyeti aleyhtarı bir durumu teşkil etmektedir.

Özellikle de, KKTC’de oluşturulan bazı grupların Batının ve Rumların söylemleri ile örtüşen açıklamalarda bulunması olayın ciddiyetinin dikkate alınması yönünden elzemdir. Zira, YKP’nin “askersiz Lefkoşa” talebi önümüzdeki süreçte sunulması planlanan yeni BM belgesinde ele alınacaktır. Hal bununla da kalmayarak tüm adanın askersizleştirilmesi istenecektir. YKP’nin talepleri sadece askersiz Lefkoşa değildir. YKP,“Mağusa’nın eski yasal sahipleri diye nitelendirdikleri Rumlara iade edilmesini, yeniden birleştirilmesini, Mağusa kapısının açılmasını, Türkiye’nin Rumları tanımasını ve limanlarını Rumlara açmasını, 1974’te gelen Türk nüfusun geri gönderilmesini” de talep etmektedir. Bu talepler için YKP yetkilileri, Avrupa’ya sık sık ziyaretler gerçekleştirerek, batılı “dostları” ile adadan Türk askerini ve Türkiye’den gelen vatandaşlarımızı nasıl geri göndereceklerinin plan ve stratejilerini oluşturmaktadırlar.

Gerçekte “askersiz Lefkoşa” söylemleri yeni değildir. 1974’ten bu yana Rumlar devamla adadaki Türk askeri aleyhine konuyu gündemde tutmaya çalışmaktadır. Zira, Rumların bu taleplerine destek belirgin olarak Annan planı sonrasında 2006 Nisan ayında başlatılan “Askersiz Lefkoşa” imza kampanyasında görülmüştür. Ancak adadaki Türk askeri aleyhine yaratılan oluşumların tarihçesi 1990’lı yılların başına dayanmaktadır.1990’ların başından itibaren dış unsurların “uyuşmazlığın çözümü” adında başlatılan “iki toplumlu etkinlikler” ekseninde oluşturdukları örgütlerin , Avrupalıların çatısı altında Oxforfd, Bürksel, FOSBO, PRIO merkezli yaptıkları toplantılarda “askersizleştirme” konusu da masaya yatırılmış ve bunun sağlanması için seçilmiş kişilerin aracılığıyla “askersizleştirme” adı altında adadaki Türk askerine karşı çalışmalar başlatılmıştır.

“Askersiz Lefkoşa” yaratılması için bir araya getirilen sivil toplum örgütleri ve bazı siyasi partiler Lefkoşa’nın birleştirilmesi için Lefkoşa’daki askerlerin çekilmesini istemektedirler. Burada dikkate alınması gereken bir durum vardır; Batının planlarında Lefkoşa’nın Berlin Duvarı misali birleştirilmesine imkan kılacak çalışmalar tertip edilmektedir. YKP, adanın askersizleştirilmesi için önce Lefkoşa’dan Türk askerinin geri çekilmesini ısrarla gündeme getirmektedir. Özellikle de Nisan 2006’daki “Askersiz Lefkoşa” kampanyasına imza veren tarafların başında yine YKP ön saflardaydı ve buna destek veren örgütler içersinde Öğretmenler Sendikaları da yer almaktaydı. Bu nedenle bugün YKP’nin taleplerini hayata geçirmesinde öğretmenler sendikasının lokalini kullanmaları hiç de ilginç gelmemektedir. Bilindiği üzere, Rumların Annan planını reddetmelerinin bir sebebi de Türk askerinin az sayıda bile olsa adada var olması durumuydu. Yeni sunulacak planda bu kez tam askersizleştirilmiş bir ada koşulu gelirse kimse şaşırmamalıdır. Zira bu gelecek planda Rum talepleri yerine getirilmek isteneceği açıktır.


Emete Gözügüzelli

Not: Bu yazı dizisi, hergün bir bölümü yayınlanmak üzere, dört günde bitecektir.

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog