Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

1 Şubat 2008 Cuma

Türban Çağrısı

Türban konusunda AKP ve MHP ölümcül bir adım atıyorlar...
Türbanı serbest bırakma adımı üniversitede az sayıda hanım kızı memnun edecek...
Ama neden olacağı uçsuz bucaksız tartışmalar ve çatışmalarla bütün ülkeyi kaosa sokacaktır...
AKP ve MHP içinde bazı sağduyulu isimlerin bu tehlikeli gidişin farkına vardıkları gözleniyor. AKP ve MHP'nin üst yöneticileri de bugün değilse yarın bu ürkütücü gerçeğin farkına varacaklardır. O zaman vakit çok geç olabilir... Ne mi yapmalı?
Anayasa ve yasa değişikliği Resmi Gazete'de yayımlanır yayımlanmaz yürürlüğe girecektir.
Konu Anayasa Mahkemesi'ne gidecek ama bir karara bağlanması vakit alacaktır.
O süre içinde türban üniversitelere yerleşecektir...
Anayasa Mahkemesi ret kararı verse dahi üniversitelerde yaratılacak fiili durumu tersine çevirmek yani türbanı üniversiteden çıkarmak bir daha mümkün olmayacaktır.
İktidarı bu zorluktan kurtaracak tek çözüm var: Türbanla ilgili anayasa ve yasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'nin karara bağlamasını beklemek.
Bunun için de uygulama ileri bir tarihe mesela önümüzdeki ders yılının başlangıcına bırakılır. Arada Anayasa Mahkemesi'nin kararı belli olur. Karar olumsuz çıkarsa geri dönülür.
Ülkeyi geldiği uçurumun eşiğinde durdurmak için akla gelen ilk çözüm budur...
AKP ve MHP bu kadarcık sağduyuyu, bırakalım ülkeyi, kendileri için göstermeli... Çünkü gidiş onları da yutacak kadar tehlikelidir.

Avrupa Parlamentosu'nun önde gelen isimlerinden Wiersma, "İslamlaşma Türkiye'yi Avrupa'dan koparır" demiş. Bu durumda Bahçeli, Erdoğan'dan sonra Merkel ve Sarkozy'ye de yardımcılık yapmış oluyor...

Akla gelenler...
Profesör Bahar Karaoğlan soruyor: "Dini inanç gereği üniversitede başörtüsüne izin verilirken Başbakan ilköğretim, ortaöğretim ve kamu görevinde başörtüsüne izin vermeyeceklerini söylüyor. Garanti veriyor! Bizim dinimiz sadece 'üniversitede baş örtülür' diye mi emrediyor?
Bir başka öğretim üyesinin notu:
- Türbanın siyasi sembol olarak kullanıldığının en açık kanıtı türban serbestisini tamamen erkek politikacıların savunuyor olmasıdır... Ayrıca savunulan inanç ise aynı politikacıların Kuran'daki "kadınların mirastan yarım pay alması" gibi emirleri de savunması gerekmez mi?

Bu dalga aşar...
Yaklaşık iki yıl önce İngiltere'de bir tartışma patlak verdi... Bir hastanede ameliyathane girişine dezenfekte edici bir madde konulmuş içeri girenlerin ellerini bu maddeyle yıkaması istenmişti... Ne var ki Müslüman sağlık personeli, içinde alkol bulunduğu gerekçesiyle, ellerini bu maddeyle yıkamayı reddetti. Tartışma buradan patlak verdi. Ortamı gerdi.
Kamu alanı bir kez inançlara göre düzenlenmeye başlanırsa gelecek taleplerin ucu bucağı yoktur. Laiklik bu tür tartışmaları önlemek için vardır...

Üniversitenin sesi
İstanbul Üniversitesi türban girişimlerine karşı net bir bildiri yayımladı dün:
"Politik çıkarlar ve siyasi tercihlerin, din ve vicdan özgürlüğü adı altında üniversitelerde bilimsel özgürlükleri tehdit etmesi kabul edilemez. Türkiye, din istismarına ve şeriat oyunlarına sahne olmayacaktır..."
Öğrenci ve öğretim üyelerinin oluşturduğu Üniversite Konseyleri Derneği de Beyazıt Meydanı'nda bir basın bildirisi okudu... Pek çok şeyi kısa ama net anlatan bir bildiri:
"...Tayyip Erdoğan 'maskeli siyaset devri bitti' diyerek AKP'nin gerici yüzünü artık daha da açık bir biçimde göreceğimizi dile getirmiştir.
Türban bugün gerici ve işbirlikçi bir siyasetin simgesidir. Bu nedenle türbanın inanç özgürlüğü ile de, geleneklerimiz ve kültürümüz ile de hiçbir ilgisi yoktur. Türbanı bugün mağduriyetin simgesi olarak gösterenler, bu ülkede üniversite öğrencilerinin oruç tutmadığı için dövüldüğünü, öldürüldüğünü, Sivas'ta aydınlarımızın diri diri yakıldığını görmezden gelirler.
...Türban gündemi ile bir taşla iki kuş vurulmaya çalışılmaktadır. Bir yandan gericiliğin önü alabildiğine açılmakta, diğer yandan ise bu ülkede zengin yoksul bütün kadınlar arasında bir ortaklık varmış hissi yaratılmaya çalışılmaktadır."
Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) yakın geleceğin çok net bir tanımını yaptı:
"Dinle oynamanın sonuçlarının, özellikle oynayanların elini yakacağına dair sayısız örnekler bulunmasına karşın, iktidarın bu konudaki ısrarını anlamak zordur.
Yakın komşumuz İran'da antiemperyalist Musaddık iktidarını yıkmak için mollaları piyasaya sürmüş olan Anglo - Amerikan sermayesi, gün gelmiş rüzgâr eken fırtına biçer misali, karşısında Humeyni'yi bulmuştur."
Mesajlar sert. Ders alan olur mu? Göreceğiz..

222 A
Yarın, yılın 2. ayı olan şubatın 2'si...
Aralarında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği,
Cumhuriyetçi Kadınlar Derneği, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ile Türk Kadın Konseyi'nin de yer aldığı ve 35'e yakın örgütün oluşturduğu
Kadın Platformu üyeleri, yarın saat 14.00'te (yani 2'de) Anıtkabir'de olacaklar. Bütün hanımlar
davetli....

Melih Aşık

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog