Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

27 Şubat 2008 Çarşamba

YÖMYÖK Oldu...

YÖK ikiye bölündü... Üniversiteler ikiye bölündü... Hukukçular ikiye bölündü... Öğrenciler ikiye bölündü... Aydınlar ikiye bölündü... Toplum ikiye bölünüyor...
Silahlı Kuvvetler ülkeyi etnik bölünme tehlikesinden kurtarmak için karlı dağda savaşırken, Ankara'da da üniversiteleri ve toplumu ikiye bölme operasyonu sürüyor...
YÖK üyesi dostumuz anlatıyor:
- YÖK, kurulduğundan bu yana 25 yıldır ilk kez bir siyasi partinin emrine girdi. İlk kez böyle ortadan ikiye bölündü...
Yıllardır olaysız yaşayan üniversiteler ilk kez huzursuz oluyor.
Rektörler, üniversitelerin hukuk fakültelerinden aldıkları mütalaalar sonucu yapılan Anayasa değişikliğinin türbana izin vermediğinde ısrarlı. Üstelik yapılan Anayasa değişikliği içinde "kanunla düzenlenir" diye bir kayıt var.
YÖK Başkanı kanun dinlemiyor.
Belli ki onu bu göreve kanunsuz uygulamalar yaptırmak için atadılar...
Olup bitende tüm sorumluluk YÖK Başkanı Özcan'ın mıdır? Elbette daha da büyük sorumluluk onu oraya atayan Cumhurbaşkanı Gül'e aittir...
Ne diyor Çankaya'nın görevlerini sayan madde 104:
"Cumhurbaşkanı... Anayasa'nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir"...
Cumhurbaşkanı tam tersi bir uygulama içinde. Bu arada, YÖK Başkanı'nın kadroları dondurması da üniversiteler için ikinci darbe oldu... YÖK'ün 9 üyesi önümüzdeki toplantıya girmeyerek Genel Kurul'u kilitleyebilir.


YÖK Başkanı Özcan, "Ben hükümetin emir eri değilim" demiş.
Sıkıysa demesin...
Haldun Ertem


* Nişantaşı kahvelerinden birinde Cumhurbaşkanı Gül'ün Çankaya davetleri ve o davetlere katılan kişiler çekiştiriliyordu.
Sıra Gül'ün davetini kabul eden Adalet Ağaoğlu'na geldi. Biri şöyle dedi:
- Adalet yerini buldu...


Ak ve pak sicil!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Devlet Denetleme Kurulu Başkanlığı'na, Ankara Vergi Dairesi Başkanı iken denetlediği mükelleflerden aynı zamanda başkanı olduğu Maliyespor Kulubü'ne bağışlar alan, karşılığında vergi indirimi sağlayan Cemal Boyalı'yı getirmesini dün bu sütunda eleştirmiştik.
Galiba Abdullah Gül'e haksızlık etmişiz! Bu kanıya nereden mi vardık? Buyurun son günlerde imam nikâhlı eşinin şantajlarına boyun eğerek kendisine 5 daire ve 1 milyon YTL'ye yaklaşan para veren... Şantajlar devam edince de savcılığa şikâyette bulunan... Ve önceki gün görevinden istifa etmek zorunda kalan Ankara Belediyesi'nin en büyük şirketlerinden Bel - Pa'nın Genel Müdürü Yalçın Beyaz'la ilgili olarak dünkü Hürriyet'te yer alan son haberin spotuna; "Sevgilisine tehditle para kaptırdığı iddiası ile gündeme gelen Bel - Pa Genel Müdürü Yalçın Beyaz'ın belediye başkanlığı döneminde (Etimesgut Belediye Başkanlığı) 'görevi kötüye kullanmak' suçundan yargılandığı ve 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkûm olduğu, 'zimmet' suçundan da bir yıl hapis cezasına çarptırıldığı ortaya çıktı."
* * *
Muhterem, belediye başkanıyken, iki adi suçtan yargılanıp mahkûm olmuş. Ama belediye başkanlığı sona erer ermez Melih Gökçek bu siciline rağmen (belki de bu sicili nedeniyle?) muhteremi hemen kapıp milyonlarca YTL'lik bütçesi olan belediye şirketinin başına getirmiş. Muhteremlerin yaptıkları atamaların hepsi birbirinden isabetli!


Birleşik Kamu - İş
Eğitim - İş, Birleşik Sağlık - İş, Birleşik Büro - İş, Yerel - İş ve Kültür Sanat - İş... Bu beş memur sendikası geçtiğimiz günlerde bir ara geldi. Birleşik Kamu - İş adı altında bir konfederasyon kurma kararı aldı. Konfederasyonun sözcülüğüne getirilen Eğitim - İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli böyle bir örgütlenmeye neden ihtiyaç duyduklarını şöyle anlatıyor:
"Ortak paydamız Atatürk cumhuriyetine, devrimlerine ve laikliğe bağlılıktır. Irkçılığa, bölücülüğe, gericiliğe karşıyız. Temel hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunuruz ama türbanın özgürlük olduğunu asla kabul etmeyiz. Bu temel ilkeler çerçevesinde bir araya geldik ve ciddi bir boşluğu dolduracağımıza inanıyoruz.
Birleşik Kamu - İş, sağcılık ya da solculuk adına iktidar payandalığı yapan mevcut memur konfederasyonlarına karşı ciddi bir seçenek olacağa benziyor... Başarılar diliyoruz...


Baykal
Salı günleri grup günleri... Liderler gruplarda uzuuun uzun konuşuyor...
Konuşmalar TV'den naklen yayımlanıyor ama o saatlerde herkes işinde gücünde... İktidar lideri için sorun yok. O her gün gümbür gümbür ekranlarda. Ancak muhalefet liderleri bütün söyleyeceklerini bu haftalık grup konuşmalarına sıkıştırınca mesajlarının yarısı havaya gidiyor.
Muhalefet liderleri, günübirlik kısa eleştirilere yönelse hem daha çok şey anlatırlar hem de mesajları kitlelere daha net ulaşır.


Bedelli tuhaflık!
Dövizle Askerlik Hizmeti Hakkında Yönetmelik 23 Şubat 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. CHP Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu yönetmelikte kimi tuhaflıkların altını çizmiş.
Diyelim ki Türk üniversitelerinden birinde görev yapan dünya çapında bir bilim adamısınız. Sizin bedelli askerlikten yararlanma hakkınız yok.
Diyelim ki yurtdışında dandik bir üniversitede sıradan bir öğretim üyesi olarak çalıştınız... Bedelli askerlik yapabiliyorsunuz.
Fabrika sahibisiniz. Milyon dolarlık ihracat yapıyor, döviz getiriyorsunuz. Bedelli hakkınız olamıyor. Ama fabrikasını yurtdışında kurmuş ve parasını yurtdışında değerlendiren işadamı bedelliden yararlanıyor.
Gemilerde çalışan iki kardeş düşünün... Çalıştıkları gemiler aynı güzergâhta yolcu veya yük taşıyor. Ama biri yerli, diğeri yabancı bandıralı gemi... İlki bedelli askerlikten yararlanamıyor, ikincisi yararlanıyor. Bedelli askerliğe sıcak bakmıyoruz, ama bu eşitsizlik de görmezden gelinecek gibi değil.

Melih Aşık

Hiç yorum yok:

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog