Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

18 Mart 2008 Salı

Hukuk

Demokrasi göreceli bir kavram mıdır?

Bu soru da nerden çıktı diye düşünmeyin herkesin malumudur ki AKP şu ana kadar yaptığı bütün yasa değişikliklerini, çalışmaları hatta Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı seçtirme durumunu bile yasalardaki boşluklardan ve seksen beş yıllık demokrasimizin bütün bürokratik açıklardan faydalanarak yaptı. yani bugüne kadar organize ve konusuna hakim bir çizgide ilerledi. ama şimdi demokrasinin adalet yapısının çarklar altında ezilme tehlikesi ile karşı karşıya... Peki bütün bu açıkları bilen ve bunlardan faydalanma erkine sahip olan AKP acaba bu durumla karşı karşıya kalacağını tahmin edemedi mi?


Bir an için bütün ülke gerçeklerini bir yana bırakarak komplo teorileri üretmeye verelim kendimizi ülkemiz basının son yirmi yıldır her aylak kaldığında yaptığı gibi. ama açık konuşmak gerekirse bilinen teorilerkurmak ve bu teorileri ifşa etmek bana göre değil pek. ben o yüzden düşünülmeyen ve düşünülmesi yasak olan bir komplo kurdum sizi de baştanuyarırım bu yasaklara karşı tehlikeyi göze alamayacaksanız yazının devamını okumadan geçebilirsiniz.

Madem devam ediyorsunuz o zaman en başta sorduğumuz soruyu biraz değiştirelim. Bilmiyorum duydunuz mu ama akp'nin son gündem maddesi korkunç, faşizan yaptırımlı sosyal güvenlik yasası yanında fetullah gülen'in (ki adı hem burda hem de yazının geri kalan kısımlarında bilerek küçük harfle yazılmıştır.) affedilmesi ve tekrar ülkeye girişinin sağlanması... Ama AKP bu aşama öncesinde yoğun bir baskıyla karşı karşıya fakat yine de biz olaya dediğim gibi başka bir yerden bakalım AKP bu kapatma cezasından sıyrılırsa ne olur? Cevap açık; bir demokrasi kahramanı olarak kendilerini demokrat olmamakla suçlayanlara ve muhaliflerine cevap vermiş olur ve onların hem söz haklarını hem de güvenilirliklerini çökertmiş olur. Bu durumda fetullah gülen de ülkeye bir demokrasi savaşı sonucunda getirmiş olur ve anti-laik kesimin zaten büyük önem verdiği Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı fetullah gülen bir demokrasi kahramanı olarak ülke yönetiminde söz sahibi olur. yani olur da AKP bu yargı sürecinden sıyrılırsa bu durumdan daha da güçlenmiş ve taraftarlarını arttırmış olarak çıkar. Bence bu zamana kadar bütün siyasi ve demokratik boşlukları kullanan akp sanırım bunu benden de önce kullanmayı akıl etmiştir ya da maalesef ki edecektir.

Anayasa mahkemesi gündemine bu iddianameyi akp'nin taşıdığını sanmıyorum benim adalete güvenim hala ne yazık ki mevcut fakat akp iktidarının bunu kendi yararına döndürme durumuna kesin gözüyle bakıyorum tabii eldeki verilerden de faydalanarak. Ve ben bunları düşünürken aynı anda televizyonda önce eski sosyal demokrat, şimdiki iktidar baş destekçisi, çizgisi belirsiz ve kendisiyle çelişen kültür bakanımız;yıllarca uğruna mücadele ettiği (burda kendisinin hukukçu olmasından bahsetmek zorundayız adalet sistemini eleştiriyor, ardından daha da kötü bir manzara görüyoruz; başbakan "güneş balçıkla sıvanmaz" sözünü haykırıyor meydanlarda ve Türkiye tarihinin seksen küsür yıldır gördüğü en anti-laik, en kadrolaşmacı ve en Cumhuriyet karşıtı yani sözün tam anlamıyla en karanlık partisini güneş'e benzetiyor.


Yukarıdaki komplo teorisi aslında bana ait değil bu birebir İran Şahı Rıza'nın ülkeden kovulmasıyla Humeyni'nin iktidara gelerek şeriat devleti kurması arasında geçen dönemin Türkiye şartlarına uyarlanmış halidir.

Umarım ben ve tarih yanılıyoruzdur çünkü bu yanılgı beni sanırım en mutlu edecek olay olur. Yine de soruyorum demokrasi göreceli bir kavram mıdır? Yani devlet karşıtı diye Deniz Gezmiş'i, Mahir Çayan'ı ve Hüseyin İnan'ı asan ve bu olayın vahametini otuz altı yıl sonra televizyon dizilerinden anlamamızı sağlayacak kadar bizi uyutan demokrasi; şimdi AKP'nin adalet üzerine yani elimizde kalan son güvence üzerine de oyun oynamasına ve yine başarılı olupkanlı oyunlarına devam etmesine izin verecek midir?

İran devrimi bir demokrasi savaşı olarak sunuldu sonunda ağır bir şerii yönetim geldi,

Adolf Hitler'in iktidara yürüyüşü bir demokrasi savaşı olarak sunuldu sonucu bir dünya savaşı ve dünya tarihinin en faşizan günleri geldi.

Sonuç olarak AKP bir şekilde şu an karşılaştığı yargı sürecinden sıyrılıp güçlenebilir o yüzden yani artık AKP'nin şansının yüksek olduğuna inanmaya başladığımdan ben de onlardan taraf olmaya karar verdim.. Ve buradan başlıyorum sloganlar atmaya;

Yaşasın AKP'nin demokrasiyi kullanarak ve bütün laik, demokratik kurumların elini kolunu bağlayan ve hem silahlı hem de beyinlere karşı verilen dünya'nın en önemli başkaldırısı olan Kurtuluş Savaşı’nı ve cumhuriyeti hiçe sayarak inandıkları uğruna her şeyi ezerek ya da kendilerine benzeterek yürüttükleri haklılığı şüphe götürmez emperyalist ve elbette faşizan mücadelesi ve bu yolda dönen, çizgisinden sapan, sessiz kalarak bu oyuna ortak olan on binlerce döneğin kar beklentileri...

Onur Ümit

1 yorum:

Mücahit Önder dedi ki...

Onur eline sağlık. Güzel bir yazı.

Ama affına sığınarak eleştirilecek 1-2 husus var.

İlki yazıda bayağı taraflısın. Örneklerin güzel (msl. İran Devrimi, Nazi Almanyası vs. ) ama bazılarının (msl. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamı) haklı ya da haksızlığı hala referans yapılacak ölçüde genel bir kabul görmedi (Adını hatırlayamadığım bir savcılık "suçu ve suçluyu övmekten" hatırla sevgili aleyhine suç duyurusunda bulunmuştu gibi hatırlıyorum).

2-İmla ve noktalama berbat! Bir de yazının fontu neden genel yazı formatından değişik?

Sana önerim yazılarını bundan sonra yazım-noktalama (spellcheck) denetimi yapan bir bilgisayarda word belgesi olarak yazman ve oradan kopyalaman.

Unutma ki haftalık yaklaşık 1700 kişi tarafından ziyaret ediliyoruz. Mümkün olduğunca mükemmelliği yakalamalıyız.

Yazılarını büyük bir merakla takip edeceğim,

İyi çalışmalar

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog