Yeni Sitemizde Yayındayız

Politika Dergisi Sayı 15

href="http://www.politikadergisi.com/sites/default/files/PD15.zip">Politika Dergisi Sayı 15'i İndirmek İçin Tıklayın.

 

3 Ocak 2008 Perşembe

Isparta'daki Kaza Pilotaj mı?

31.11.2007 tarihinde Isparta seferini yapan Atlas jet uçağında muammalı bir kaza oldu hatırlarsınız.
İlk birkaç gün devamlı uçağın nasıl oraya düştüğünü, o gece neler olduğunu, yakınlarını kaybedenlerin acısını izleyebildik..
Sonra her kafadan bir ses çıktı..Yok pilotajdı.. Yok pilotlar alkollüydü..
Peki sonra ne oldu?
Hatırlayabileniniz var mı?
Hatırlamıyorsanız üzülmeyin.Çünkü O sıralar Yeni Yök Başkanıyla oyalanıyorduk!
11.Aralık.2007deki haberi olduğu gibi okuyalım;

"Isparta'da 57 kişiye mezar olan uçak kazasının nedenini su yüzüne çıkartacak kara kutuları inceleyen Alman ekipler, tüyler ürperten bir gerçeğe ulaştı. İncelemede, kara kutulardan "Kokpit Ses Kayıt Cihazı"nın arızalı olduğu belirlendi. Diğer kara kutu "Uçuş Bilgileri Kayıt Cihazı"nın ise uçuşla ilgili verilerin bir kısmını kaydettiği öğrenildi.
Uçuş Bilgileri Kayıt Cihazı'ndan alınan veriler, kazanın nedenini netleştirmeye başladı. Bu verilere göre, pilot havacılık dilinde "durum bilincini yitirme" olarak adlandırılan sorunla karşı karşıya kalmış. Yani pilot, uçağın aletlerinin verdiği bilgiye göre değil, kendi sezgilerine göre hareket etmiş"

Pilotlar deneyimsiz değildi.Meteorolojik şartların da elverişli olduğu söylendi.
Peki gerçekten bu kaza işinde bir bit yeniği var mıydı?

Uçak 00:50 civarında Atatürk Havalimanından rötarlı olarak kalkıyor.Uçakta 1'i bebek 57 yolcu var.Bu yolcuların içinde dünyaca tanınan nükleer fizikçimiz Prof.Engin Arık da vardı.Uçak, saat 01.36'da Süleyman Demirel Havalimanı'na inişe geçtiği sırada radardan kayboldu.
Pilotun son sözleri
"inbound oldum"
Sonra uçak radardan çıkıyor.O saatten sonra uçak bulunamıyor.Aramalar yapılıyor.Sabah saatlerinde uçak bulunduğunda uçaktan canlı kurtulan yok!

İşte benim aklıma yatan cevap;

Uçak Isparta Havalimanında görünüyor.Sonra tepenin ardında kayboluyor.Yani inbound olduktan sonra göstergelerde bir sorun yaşanıyor ve pilotlar yanılıyorlar.Dağın arkasına geçtikten sonra radardan da çıkan uçak görünmez oluyor! Uçak dağın üstünden yere fazla alçalmış şekilde geçerken kuyruğunu tepeye kaptırıyor.Basınç farkından dolayı yolcuların çoğu ilk çarpış anında hayatlarını kaybediyorlar.

Peki avuç içi kadar Ispartada uçak nasıl bulunamıyor?
Evet uçağın gideceği yön çok ters ama basit bir mantıkla pergeli koyup bir daire çizip içi aransa uçağa daha erken ulaşılamaz mı? Eğer bu yada buna benzer bir yöntem uygulandıysa neden sabah 6:00 sularında ulaşıldı.

4 saatte Isparta havalimanına 12 km uzaklıktaki bir uçak nasıl bulunamaz?
Civardaki köylüler deprem oldu sanarak kalkıyor.Sonra tekrar uyuyorlar.
Ancak o kadar ekip 4 saatte 12 km uzaklıktaki uçağa ulaşamıyorlar?
GPS kayıtlarının tutulduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait rasathanenin o akşam kazanın olduğu ve uçağın bulunamadığı saatlerine ait kayıtları gerçekten silindi mi?
Silindi ise neden?
Nedenine de bakalım hemen..

Engin Arık bu kazadan sonra halkımız tarafından fark edildi.Peki Rahmetli Engin Arık'ın üstünde çalıştığı bu Toryum ne menem birşeydir?

"'Servetin üstünde oturuyoruz da haberimiz yok' hesabını yapan kişi, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Engin Arık. Türkiye'nin sayılı toryum uzmanlarından biri olan Prof. Arık, Türkiye'nin sahip olduğu düşünülen toryum rezervinin enerji üretimi açısından, 120 trilyon dolarlık petrole eşdeğer olduğunu söyledi. 120 trilyon dolar, ABD'nin 2001 yılı milli gelirinin 12 katına eşdeğer. Engin Arık, Türkiye için sonsuz bir enerji kaynağı anlamına gelen toryumun, Türkiye'ye bir servet kazandırabileceğine de dikkat çekiyor. Arık, "Türkiye'nin 2005'e kadar toryumlu nükleer santral araştırması için 40-50 milyon dolara ihtiyacı var" diyor. 2006-2010 yılları arasında deneme reaktörü kurulması için ise 1 milyar dolarlık bir yatırım gerektiğinde ısrarlı. 100 bin kişiye iş imkanı...
* Toryum, Türkiye'deki enerji sorununu tamamen çözecek bir element. Çünkü Türkiye kendine ebediyen yetecek bir toryum rezervine sahip.
* Dünya toryum rezervi toplam bir milyon 780 bin. Bunun 789 bin tonu Türkiye'de. (Bu rezerv; Eti Holding'in Madencilik Dergisi'nde 380 bin ton olarak belirtiliyor. İkinci sıradaki Avusturalya'da 340 bin ton, Hindistan ve ABD'de 300 bin ton, Norveç'te ise 180 bin ton toryum rezervi bulunduğu belirtiliyor.)
* Toryumun, yeni tip enerji üretiminde kullanılması nedeniyle 21. yüzyılın en stratejik elementleri arasında kabul ediliyor.
* Toryumun nükleer santrallarda uranyumun yerini alabileceği bundan yaklaşık 10 yıl önce kanıtlandı.
* Toryumun kesinlikle patlama tehlikesi yok. Yani, Çernobil gibi bir felaketin tekrarlanması olası değil.
* Toryum atıklarını radyoaktif olmayan elementlere dönüştürmek mümkün. Yani doğayla dost bir alternatif enerji kaynağı.
* Dünyada toryumla çalışan bir nükleer santral henüz yok. Sadece bir takım prototipler var. Avrupa'nın, toryumla çalışan ilk prototip nükleer santraliin inşaatı sürüyor.
* Protonun toryum çekirdeğiyle çarpıştırılması sonucu çok büyük enerji ortaya çıkar. Bu ısı enerjisi, elektrik enerjisine çevrilebileceği gibi büyük bir şehrin ısıtılmasında da kullanılabilir"

Bu yazıda en çok dikkatimi çeken cümle "Türkiye kendine ebediyen yetecek bir toryum rezervine sahip" oldu.
Ebediyen..
Yani sınırsız enerji..
Size neyi hatırlattı? Erke dönergecini değil mi? Engin Hocanın Erke Dönergeci Projesinde de çalıştığına dair haberlere rastladım..

Aselsanda intihar! eden mühendisleri hatırlayın.
Önce bileğini sonra da boğazını kesebilen! mühendisi mesela..

Ve lütfen söyleyin sizce de hala
" Ispartadaki kaza pilotaj mı?"

Özgür Pınar Işık
(Sırf Şirket daha fazla zarar etmesin diye Atlas Jet şirketinin reklamını yapmaya çalışan Binali Yıldırıma da sormak lazım..Ispartadaki kazayla ilgili bu kadar muamma ve cevaplanmamış soru varken devletin yapması gereken özel firmanın reklamını yapmak mıdır?Yoksa içinde en değerli bilimadamlarının da olduğu bu kaza sonunda bu kazayla ilgili soruları yanıtlamak mıdır?Binali Yıldırım reklam yıldızlığını bırakıp kendi işini yapmaya başlasa hepimiz için hayırlı olur!)

2 yorum:

Gökhan DAĞ dedi ki...

Bildiğim kadarıyla bu projeyle ilgili bir bilim insanına da kayak yaparken birileri çarpıp kaçmış ve çarpan kişi halen bulunamamış. İlginç olayların döndüğünü bu yazıyı okumadan önce bende düşünmüştüm; yazıyı okuduktan sonra ise düşüncelerim pekişmeye başladı. Arkadaşımızı yazısından dolayı tebrik ediyorum.

Adsız dedi ki...

uğur mumcu öldürüldü. suçlular bulunmadı. necip hablemitoğlu öldürüldü. suçlular bulunamadı. eşref bitlis'in ölümü ile ilgili olay çözülemedi. şimdi de ıspartadaki uçak kazasında çok önemli bilimadamlarımızı yitirdik. ve sonuçta yüce devletimiz bize şöyle dedi; "karakutular bozuk çıktı!" ben böyle bir devlet istemiyorum. ben şu üstte saydığım insanlara sahip çıkmak istiyorum. ama devlet istemiyor. işte bunu anlamıyorum. işte o nedenle böyle devlet istemiyorum. kara kutular bozuk çıkmış! pabucuma anlatırsınız...

Yazı Hakkındaki Yorumunuzu Bırakın

© Blogger Templates | Tech Blog